Baharatın Tarihçesi

Baharatın tarihi ve kullanımı insanlığın başlangıcına kadar uzanmaktadır. Baharat günümüzde ve sonrasında da kullanılmaya devam edecektir.
Tarihte baharatı ilk kullanan bölge Uzak Doğu olarak kabul edilir. Avrupa ülkelerine de Hindistan ve Seylan gibi ülkelerden getirilen baharatlar ilaç ve merhem yapımında kullanılırdı. O yıllarda bilinen ilk baharat az bulunduğu için çok pahalıya satılan Hint karabiberiydi ve birşeyin pahalı olduğunu belirtmek için ”hint karabiberi” gibi denilirdi. Ortaçağ Avrupa’sında zencefilin kullanımı karabiber kadar yaygın ve onun kadar pahalıydı.

İran ve Frigya’dan gelen safran, ilaç ve boya yapımında kullanılan keşmir, Romalılar tarafından biliniyor ve kullanılıyordu. 9. yüzyıldan itibaren baharatın Bizans İmparatorluğu yoluyla Avrupa’ya geçmesi yasaklandı. Fakat baharatın güzel tadı ve çok miktarda tüketilen etin korunması için baharata duyulan ihtiyaç, zengin sınıfına dahil olan insanlara baharatı unutturamadı.
Portekiz, İspanya, İngiltere, Fransa ve Hollanda gibi sömürgeci ülkeler 16. ve 17. yüzyıllarda baharat ticareti konusunda büyük bir yarışa girdiler. 16. yüzyılın başında İbni Sina’nın da bahsettiği gibi Hindistan cevizi ve Meksika vanilyası Avrupa’ya geldi ve Lizbon’da 1560 yılına kadar baharatın fiyatı sürekli olarak arttı. 19. yüzyılın başlarına kadar baharat, sürekli değeri yükselen bir ürün olmuştur.

Baharat yetiştirilen bölgelerin çoğalması ve insanların yemek zevklerinin değişmesi nedeniyle 19. yüzyılın başlarında baharatın ticari değerinde azalma olmuştur. Afrika ülkelerinden Anadolu’ya kervanlarla baharat getiriliyordu. Kervanlarla güney illerimize gelen baharatlar, oradan İstanbul ve diğer illerimize gönderiliyordu. Baharat çeşitlerinin Uzak doğu’da yetiştirilmeye başlanmasıyla birlikte buradan deniz yoluyla İskenderun’a getirilmeye başlandı. Başka ülkelerden baharat getirilmesi zor ve masraflı olduğundan ülkemizde de baharat yetiştirilmeye başlandı.